Yine yarelendi şu benim gönlüm
Dünya’dan ahrete göçeni gördüm
Son olmuş vücudu çıkmış omuza
Ecel şerbetini içeni gördüm
Gördün mü cihanı ey insanoğlu
Dünyadan ahirete tutmuşsun yolu
Nerede saltanat tez gelmiş sonu
Ardından yürekler yakanı gördüm
Düşünün herkesin sonu böyledir
Ben değil Allah söyletir
Hani malın hani mülkün nerdedir
Süslenmiş bir gelin geçeni gördüm
Gördün mü cihanı ey insanoğlu
Dünyadan ahirete tutmuşsun yolu
Nerede saltanat tez gelmiş sonu
Ardından yürekler yakanı gördüm
Azrail gelince bulur alını
Mirasçılar taksim eğler malını
Kazmışlar topraktan onun yerini
Evini terk edip gideni gördüm
Gördün mü cihanı ey insanoğlu
Dünyadan ahirete tutmuşsun yolu
Nerede saltanat tez gelmiş sonu
Ardından yürekler yakanı gördüm
Bunca yıllar olan cismin yok oğlum
Has bahçem olsan da güllerin soldu
Düşünen mü’mine bir ibret oldu
Yaş döküp ardından bakanı gördüm
Gördün mü cihanı ey insanoğlu
Dünyadan ahirete tutmuşsun yolu
Nerede saltanat tez gelmiş sonu
Ardından yürekler yakanı gördüm
Sorarlar kabirde sonsuz suali
Lal insanın konuşan dili
Yüz bin çiçeklerden toplanan balı
Bir anda zehire katanı gördüm
Gördün mü cihanı ey insanoğlu
Dünyadan ahirete tutmuşsun yolu
Nerede saltanat tez gelmiş sonu
Ardından yürekler yakanı gördüm
Âşık Necdet dertli söyler sözünü
Ağlayan insanın yakar özünü
Bir avuç toprakta örtmüş gözünü
Karanlık kabirde yatanı gördüm
Gördün mü cihanı ey insanoğlu
Dünyadan ahirete tutmuşsun yolu
Nerede saltanat tez gelmiş sonu
Ardından yürekler yakanı gördüm